Kadercilik vs kader inancı

Hani olur ya bazen; içinde kelimeler büyür de tutamazsın! Dile getirmek istediklerin önce kafanda dillenmeye başlar. Bazen geceleri rüyalarında kendi kendine konuşursun. Hatta belki sayıklarsın... 
Eskiler ilham geldiğinde hazır olsunlar diye başuçlarında bir kağıt bir kalemle uyurlarmış ya kaçırmamak için içlerinden akanları; bu akşam benim için instagram da tam öyle bir konumda. Uykumu kaçıracak kadar dolu kelimeler boğazımda, yazarak susturmak için sarıldım bloguma...

Bu akşam baş ağrısı odağımdan sıyrıldığım bir anda okuduğum bu sayfa* belki de Reiki ile yaşadığım değişimin, evrelerin kısa ve net özeti gibi. Bana hep sorulan 'sen değişmiş olabilirsin ama herkesi değiştiremezsin; kendini nasıl sağlam tutabiliyorsun?' ın da yanıtı adeta. 
Evet değişim öyle kolay bir süreç değil, farkındalık sa bazen içine girdikçe kendini daha çok bulduğun, bulduğunda daha çok kaybettiğin bir girdap... Önce umursamazlıkla başlıyor, zaten ne yaparsam yapayım iş olacağına varıyor diyorsun. (Ki yazar da buna Kadercilik diyor) sonra bakıyorsun ki aslında hayatının kontrolü ellerinde, birkaç ufak dokunuşa ihtiyacın var sadece... Kişi hayatının sorumluluklarını alıp, üzerine düşen sorumlulukları yerine getirdikçe sonuç bir şekilde istediği gibi oluyor zaten. Olmayanı da 'O'ndan' deyip kabul ediyor. (Kader inancı tanımı) 

Tabi bu iki tanım uygulamaya kalkınca öyle çok basit değil! İnsanız hepimizin arızalı yanları, geçmişten getirdiğimiz kalıplarımız,dolu bilinçaltlarımız var... Öyle bir günde hadi düzeldim herşey çok güzel olacak deyince olmuyor tabi. Zaman denilen bir güzellik var; ki herşeye hem çare hem destek... Çözebildiklerimiz kadar mutlu çözemediklerimiz kadar sorgulayıcı ve araştırmacı olmaya devam etmeyi öğretiyor bize. 

Değiştikçe esniyor insan, yeni şeylere açık oluyor. Ama esnek olmakla kuralsızlık arasındaki ince çizgiyi de geçmemek gerek. Ve evrenin sana yardımcı olup yoluna mucizeler sunmasını istiyorsan sen de ona her deneyim, her öğrendiğin şey ile destek olmalısın... 

* Doğan Cüceloğlu- Gerçek Özgürlük



Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

İçimdeki Yolculuk/Esra Özbay

Resim
Uzun zamandır bu yolda ve konuda calışmalarım olsa da geçtiğimiz hafta bir kitap okudum resmen hayata bakış açım değişti! Hikaye klasik;kariyerinin en üst noktasında,herseye egemen bir kadın sevgilisi tarafından terk edilir ve bunu kabul edemez;etrafındaki herseyin merkezine kendisini koymuştur çünkü.Sevgilisi bile onu terkederken herseyi okadar sen yapıyordun ki bana yapacak birsey kalmıyordu der ve gider.Bu kadının dibe vuruşunun başlangıcı olur.Haftalarca kendini harap eder,olduğu yerde debelenir durur ve beyninde kabul etmeye etmeye kendini bir kişisel geliştirme merkezinde bulur.Baştan reddetse de sonra ayrılığını atlatmak adına gittiği bu merkez hayatının akışını tamamıyla değiştirecektir.Ve yolun sonunda kendi ve bu hayatta olma nedenini bulur.. Kitap yazarın kendini geliştirme ve temizleme yolunda yaşadıklarını akıcı bir dille bize aktarmış.Okurken de sizin de takıldığınız konularda calışma yapma olanağı sağlıyor;hatta dönüştürme çalısmalarında kullandığı olay ve cümleleri d
Devamı

Paul Mckenna / Sizi Zayıflatabilirim

Resim
Bu hayatta hiç birşey tesadüf değil diyor kitaplar... Öyleyse 5 aydır kitaplığımda okunmak üzere bekleyen bu kitabın tam da kilo veremeyişimle ilgili en çok isyan ettiğim bir zamanda karşıma çıkması da tesadüf olamaz! Tabi hiç bir şey yapmadan pazartesiden bu yana 1 kg'nin hayatımdan kayıp gidişi de!... Dün yaptığım araştırmalardan sonra almaya karar verdiğim kitaplar zihnimde eve gittim! Güya ders çalışacaktım! Kitaplığımda o kitabı gördüm sonra... Bu kitap diyet kitabı değil, aksine diyeti hayatımzıdan tamamen çıkartmamız gerektiğini söylüyor! Diyet yapmadan zayıflayabilmek için uymamız gereken 4 temel kuraldan bahsediyor: 1) Aç olduğunuzda yiyin 2) Sadece canınızın çektiğini yiyin, yemek zorunda olduğunuzu düşündüğünüz şeyleri değil 3) Bilinçli yiyin ve her lokmanın tadını çıkarın 4) Doyduğunuzu düşündüğünüz anda durun. Ayrıntılar ve diğer ipuçları için kitabı mutlaka okumak gerek! hem de sindire sindire!... Yazılanları hepimiz biliyoruz aslında ama bu en iyi bildiğin dersi
Devamı

Miraz Şeniz Erten/Göster Yüzünü Ey Aşk

Resim
Onu ilk 98 yılında staj yapmak için Şubat tatilimi geçirdiğim bir İstanbul akşamında tanıdım.Teyzemin arkadaşları arasında en eğlenceli, en akıllı ve en zeki bulduğum; kendine has,içindeki çocuğu ve hayallerini hala yaşatan biriydi. Aradan geçen yıllarda teyzemden haberlerini alsam Elele'den ve gazetelerden röportajlarını takip etsem de kitabını okuyana kadar hiç bu kadar direkt dalmadı hayatıma. Teyzem kitaptan ilk bahsettiğinde Göster yüzünü Ey Aşk'ın başucu kitaplarımdan olacağını hiç tahmin edememiştim. Tüm zamansızlığıma ve hayat yoğunluğuma rağmen çok kitap okumaya çalışan biri olarak kitaplarımın mümkün olabiliyorsa imzalı olanlarının kütüphanemi süslemesini severim ben. Sanki o kitabı yazar imzalarken bana özel bir inerji gönderiyormuş gibi gelir. Şeniz'in de teyzemin arkadaşı olması sebebiyle kitabın imzalı olmasını daha çok istedim. Evet kitap çok başarılı, evet her birimiz içinde kendimizden birşeyler buluyoruz ama daha önemlisi röportaj yapılan 14 alanında uzma
Devamı