Dün dündür bugün bugündür...

Size de öyle olur mu bilmiyorum ama ben ne zaman gelişim,ruhsal yolculuk veya zayıflamakla ilgili bir kitap okumaya başlasam daha ilk sayfalarda içime dalar giderim. Yazarın kaleminden döküntüler benim iç hesaplaşmalarımda yoldaşım olur. Bugün de bana öyle oldu. Şöyle... Daha düne kadar başarı en büyük yol arkadaşımdı benim; ama gerçek anlamda başarılı olmak. Sınavlarda aldığım notlar, ortalamayla bitirdiğim okullar, yalayıp yutarcasına çalıştığım sayfalar... Sonra hayatımın en büyük başarısızlık örneğini gösterdim; hem de 2 yıl üstüste! Bu konuya eski yazılarımda yeterince değinmiştim, o yüzden bir daha bahsetmeyeceğim. Bugün yazacaüım bambaşka bir şey. Meğer başarısızlık korkum doğrularımla yanlışlarımla, eksiklerimle gediklerimle, iyilik ve kötülüklerimle gerçek ben oluşuma açılmamı engelleyen kilitli kapımmış; anahtarını yıllar önce yine içime atıp unuttuğum!... Daha dün kadar başarılı olursam daha çok önemsernirim sanıyordum; notlarım yüksek gelir okullarımı dereceyle bitirirsem daha çok sevilirim... Başarısızlık üstüste kocaman bir tokat gibi vurulunca yüzüme unutmak, kendimi düşünmemek için yöneldiğim bambaşka konularda buldum kendimi... Bambaşka dünyalara açtım gözlerimi, beynimi en son ve en çok da yüreğimi... Daha düne kadar duvarlarımın arkasında kendime yarattığım sanal dünyada kurduğum gri bir dünyam vardı; sanki renklerden arındırırsam daha güvenli olacağına inandığım... Sonra tuzla buz oldu herşey! Önce kızımla birlikte egolarım çatırdamaya başladı, üstüste yaşadığım başarısızlıklar içsel mutsuzluğumu tetikledi. Sonra yeniden renkleri keşfettim; evimde, mutfağımda, hayatımda ve en derinde bir yerde yüreğimde... Dana düne kadar yıkamadığım kurallarım vardı, katlanamadıklarım, kırdıklarım, koptuklarım, gereksiz kendimi ispatlamaya çalışmalarım.. Sanıyordum ki ne kadar soğuk olur az gülümsersem okadar önemsenirdim. İçimdeki çocuk ben burdayım diye haykırdıkça sevinçlerimi, gülüşlerimi dibe gömüşlerim... Hep korkudandı belkide; ya onların istediği gibi olmadığım sevmezlerseydi beni ya dediklerini kabul etmedim diye terkederlerseydi ne yapardım? Küçükken babam istediği gibi ders çalışmadım, istediği tercihleri yapmadım diye başlayan bu sorgular ilerleyen yaşlarda gerçeklerim oldu. Cümlelerim içimde patladı sustum hep! Şimdi içimde uun bir yolculuğa çıktım ben. Kırgınlıklarımı, kızgınlıklarımı, öfkelerimi bir kere de silip atamam elbette ama daha önümde çok yol var; öğrenirim. Geçmişte bıraktıklarımı silip atamam en değerli öğretmendir deneyim; ama yolumda çıka engelleri kolayca aşmam, güzellikleri ise kocaman kucaklamam için kullanmayı deneyebilirim. Başarabilirim kimse için değil sadece kendim için mutlu olmayı, sadece benim hissettiklerim için insanları önemsemeyi, sadece ben istiyorum, bana mantıklı geliyor diye içimdeki yolculuklukta yürümeyi... Uzun bir yol var önümde! Sonudna kazanmak da var kaybetmek de... Yazdıklarımı özetleyen şarkıyla birlikte aksın yolum; açık olsun... https://www.youtube.com/watch?v=EwRhxJ184mI

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

İçimdeki Yolculuk/Esra Özbay

Paul Mckenna / Sizi Zayıflatabilirim

Miraz Şeniz Erten/Göster Yüzünü Ey Aşk